Ağustos ayında açıklanan ABD Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI) öncü verileri ekonomik aktivitedeki belirgin artışı ortaya koyuyor. Veriler, ekonominin yıllık büyüme oranının %2,5'e ulaştığını ve bu oranın ilk yarıdaki %1,3'lük ortalamanın çok üzerinde olduğunu gösteriyor; bu da üçüncü çeyrekte ABD işletmelerinin canlılığının tam bir geri dönüşünü işaret ediyor.

Üretim ve hizmet sektörlerinde güçlü bir talep gözlemleniyor, işletme siparişleri patlama yapıyor ve hatta talebin karşılanamadığı bir durum ortaya çıkıyor. Bu arada, işletmelerin envanter seviyeleri yeni zirvelere ulaşarak, satıcıların potansiyel risklere karşı aktif bir şekilde stok yaptığını yansıtıyor. Bu olumlu sinyaller, istihdam pazarını da canlandırarak, işe alım taleplerinin belirgin bir şekilde artmasına neden oldu.

Ancak, ekonominin hızlı bir şekilde ısınması bazı potansiyel endişeleri de beraberinde getiriyor. Şirketlerin fiyatlama gücündeki artış, fiyat artış baskısının artmasına neden olabilir. Özellikle dikkat çekici olan, gümrük vergisi maliyetlerinin tüketicilere yansıtılabileceği ve enflasyon baskısının son üç yılın en yüksek seviyesine çıkmasına yol açmasıdır. Fiyat artış oranı, Fed'in %2'lik enflasyon hedef çizgisine yaklaşmaktadır.

Ekonomik büyüme, istihdamdaki iyileşme ve fiyat artışlarının birleşimi, PMI verilerinin olası bir faiz artırımı uyarı bölgesine yaklaşmasına neden oldu. Bu durum, Fed'in para politikası kararlarını zorlayabilir ve piyasa, Fed'in sonraki eylemleri konusunda yüksek bir dikkat gösterecektir.

Genel olarak, ekonomik veriler olumlu bir yön gösterse de, enflasyon riskinin artışı göz ardı edilemez. Politika yapıcılarının ekonomik büyümeyi sürdürmek ve enflasyonu kontrol altında tutmak arasında bir denge bulmaları gerekiyor, böylece ekonominin sürdürülebilir sağlıklı gelişimini sağlamış olurlar.